
Apple, Avustralya’da 16 yaş altı için getirilen sosyal medya yasağına uyum sürecini kolaylaştırmak amacıyla geliştiricilere yeni yaş doğrulama ve kısıtlama araçları sundu. Ülkede 10 Aralık’ta yürürlüğe girecek düzenleme, 16 yaşın altındaki bireylerin sosyal medya hesabı açmasını tamamen engelliyor. Bu karar teknoloji dünyasında geniş yankı uyandırırken, Apple da geliştiricilerin yeni yasal gerekliliklere hazırlanabilmesi için kapsamlı bir teknik paket yayınladı.
Apple sosyal medya yasağı için hamle yapıyor
Apple’ın geliştiricilere gönderdiği bildirimde, yaş sınırlarını yönetmek ve yasayla tam uyum sağlamak için kullanılabilecek araçlar detaylandırıldı. Bu araçlar arasında özellikle öne çıkan Declared Age Range API, kullanıcının uygulamaya girdiği yaşa göre içerik ve özelliklerin otomatik şekilde düzenlenmesini sağlıyor. Böylece her kullanıcıya yalnızca kendi yaş grubuna uygun bir deneyim sunulabiliyor.

Şirket, geliştiricilere App Store’daki uygulama açıklamalarında yaş kısıtlamalarını daha net ifade etme imkânı da tanıyor. Ayrıca App Store Connect’in otomatik sistemine bağlı kalmadan, uygulamalar için manuel olarak daha yüksek bir yaş sınırı belirleme olanağı da sağlanıyor. Bunun yanında sunulan Yaş Uygunluğu URL’si sayesinde ebeveynler ve kullanıcılar, uygulamanın kısıtlamaları hakkında ayrıntılı bilgilere yönlendirilebiliyor. Avustralya’daki yeni yasa, yaş sınırını ihlal eden sosyal medya uygulamalarına ciddi para cezaları öngördüğü için bu araçların önemi daha da artıyor.
Her ne kadar yasal önlemler giderek sıkılaşsa da gençler teknolojiyi aşma yöntemlerinde oldukça hızlı davranıyor. Basına yansıyan örneklerde, 13 yaşındaki bir çocuğun Snapchat’in yaş doğrulama adımını annesinin fotoğrafıyla geçtiği, hatta bazı kullanıcıların ünlülerin fotoğraflarını kullanarak yüz tanıma sistemlerini kandırdığı görülüyor. Geliştiricilerin şu aşamada doğrulama mekanizmalarını uygulamaya geçirmek konusunda isteksiz davrandığı belirtilse de Apple’ın yeni araçları bu sürecin zorunlu hale gelmesine yol açabilir.
Tüm bu gelişmelerin ışığında, katı yaş sınırları ve teknolojik doğrulama yöntemlerinin gençleri sosyal medyanın olumsuz etkilerinden ne ölçüde koruyabileceği sorusu gündemdeki yerini koruyor.




















