Mountain Lion’a geçtik, geçiyoruz, ya da bir süre sonra geçiş yapacağız. 🙂 Bazılarımız ise haklı olarak hafta sonunu bekleyerek bu sürecin keyfini bile çıkartmaya hazırlanıyorlar… 🙂 Ben de Mountain Lion lansmanından hemen sonra, öne çıkan yeniliklerden derlediğim bir yazı dizisi paylaşıyorum. Bu yazı dizisinde hem Dağ Aslanı’nın öne çıkan kilit özellikleri, hem de sevdiğim bazı detaylı konulara yer vereceğim. Sizin de zevkle okuyacağınızı umuyorum… 🙂

İlk yazının konuları belli bile: Mesajlar, iCloud ve Twitter.

 

Mesajlar

iOS 5 ile birlikte iMessage’ın hayatımıza girmesiyle mesajlaşma alışkanlıklarımız da değişmeye başladı desek yalan olmaz sanırım. iPhone kullanıcıları birbirleri arasında daha sık, ve keyifle mesajlaşmaya başladılar. Resim, video gibi farklı içerikler daha sık paylaşılır oldu.

Birden fazla kişinin aynı anda mesajlaşabilmesi ise Whatsapp gibi uygulamaların bile iOS kullanıcıları arasında kullanımını azalttı. 🙂 Elbette konuşmada bir Android ya da Blackberry kullanıcısı varsa hemen yine Whatsapp’a dönülse de, iPhone kullanıcısı iMessage’ı sevdi diyebiliriz. Ben sevdim. 🙂

Ayrıca yine gönderilen mesajların farklı iOS cihazlarında da senkronize bir şekilde çalışması, yani iPad ile başlayan konuşmaya evden dışarı çıkınca iPhone üzerinden devam edebilmek ise çok farklı ve keyifli bir deneyim oldu.

Ve işte Apple bu deneyimi sonunda Mac ailesine de Mesajlar uygulaması ile taşıdı! 🙂 Eskimiş iChat tarihe karıştı, ve Mesajlar artık Mountain Lion ile hayatımıza girmiş oldu.

Mesajlar uygulamasının penceresi eğer iPad’de de kullandıysak bize oldukça tanıdık geliyor. Sol tarafta mesajlaşmalarımızın bir listesi yer alırken, sağ tarafta ise mesajların kendisini görebiliyoruz.

Mesajımızı yazıp klavyemizdeki enter tuşuna basarak hızlı ve kolay bir şekilde mesajlarımızı gönderebiliyoruz. Ayrıca mesajlarımızın içerisine çeşitli resimleri sürükleyip bırakarak kolayca gönderebiliyor, hatta aralara video bile serpiştirebiliyoruz… 🙂

 

Sağ üstteki FaceTime ikonuna tıklayarak hızlıca FaceTime yapmaya başlayabiliyoruz… 🙂

 

Benim Mesajlar’ın en çok hoşuma giden, ve Mac’e gelmesine en çok sevindiğim özelliği Mac’im üzerinden mesaj alıp gönderebilmek. Çünkü özellikle bilgisayar başındayken sürekli iPhone’a bakmak, ordan mesaj yazıp sonra yeniden Mac’e dönmek oldukça zor geliyordu.

Şimdi ise keyifle ekrandan gözümü, klavyeden parmaklarımı kaldırmadan mesajlarımı cevaplayabiliyorum. 🙂

Mesajların kullanımını siz nasıl buldunuz? Yorumlarınızı bekliyorum… 🙂

iCloud

Lion 10.7.2 ile hayatımıza geçtiğimiz sene Ekim ayında giren iCloud, Mountain Lion ile birlikte sistemin derinliklerine kadar işlemiş durumda.

Artık sadece iCloud hesabımızı girerek Mail, Kişiler, Takvim, Mesajlar, Safari, Mac App Store ve FaceTime ayarlarımızı kolayca yapabiliyor, ve bu uygulamalardaki bilgilerimizi eşzamanlayabiliyoruz.

Örneğin yeni aldığımız bir Mac’te sadece iCloud hesabımızı aktif hale getirerek Safari’deki yer işaretlerine kadar bir çok bilgiyi Mac’imize kolayca getirebiliyoruz. Fakat yeni Safari’yi ayrı bir şekilde inceleyeceğimiz için şimdilik detaya girmiyorum… 🙂

Ancak bence asıl önemli olan iCloud entegrasyonu işin dosya yönetimi kısmında. Artık bir uygulamada bir dosyayı kaydetmek istediğimizde ilk olarak iCloud’daki alanımıza kaydetmek isteyip istemediğimizi soruyor. Yani iCloud’u artık dosyalarımızı tutmak için de kullanabiliyoruz! 🙂

Eğer istersek iCloud’a kaydedebiliyor, böylece diğer cihazlarımızdan da bu dosyaya erişebiliyoruz. Ancak istemezsek de bildiğimiz ve hep yaptığımız gibi dosyayı kendi bilgisayarımıza kaydedebiliyoruz.

Elbette benzer bir durum dosya açma pencerelerinde de çıkıyor. Artık bir dosya açmak istediğimizde  ilk olarak karşımıza iCloud’daki dosyalarımız gelebiliyor.

Bu pencerede arama yapabiliyor, dosyaları farklı şekillerde listeleyebiliyor ve hatta iOS’teki gibi bir dokümanı diğerinin üzerine getirerek klasör bile yaratabiliyoruz.

Eğer birden fazla Mac’e sahipsek, böylece farklı cihazlardan da ortak dokümanlara çok kolay bir şekilde ulaşabiliyoruz. 🙂 Tek yapmamız gereken iCloud hesabımıza giriş yapmak… 🙂

iCloud hesabımıza giriş yapmadıysak, Sistem Tercihleri içerisinden iCloud’a tıklayarak bunu kolayca yapabiliyoruz.

Hatırlatma: Elbette iCloud’a dosya kaydetme özelliği henüz sadece bunu destekleyen uygulamalarda geçerli. Ancak Apple hızlı bir şekilde bir çok uygulamasını bu sisteme geçirmiş durumda. Örneğin tüm iWork paketini daha dün güncelleyerek iCloud’a uyumlu hale getirdi bile! 🙂 Böylece Mac üzerinde çalıştığımız bir sunumu iCloud’a kaydederek iPad ya da iPhone’umuzdan da anında erişebilir hale geliyoruz!

Twitter

Yine iOS ailesinden Mountain Lion’a entegre edilmiş olan bir diğer yenilik de Twitter. Tıpkı iOS 5’te olduğu gibi Mountain Lion’da da Twitter artık sistemle bütünleşik. 

Elbette Twitter’ı ve özelliklerini kullanabilmemiz için öncelikle Sistem Tercihleri içerisinden Twitter hesabımızı tanıtmamız gerekiyor. Bunun için “Mail, Kişiler ve Takvimler”i seçiyoruz, ve sağ taraftan Twitter’a tıklıyoruz. (Burada görebileceğiniz gibi çok daha fazla seçenek var. Bunlara da geleceğiz… 🙂 )

Twitter kullanıcı adı ve parolamızı yazıyoruz ve işte bu kadar! 🙂

Artık bir yazıdan alıntı yapmak için ilgili metni seçip sağ tıklayarak, ya da bir web sitesini kolayca Tweet’leyebiliyoruz.

Safari’den Tweet’lemek içinse yepyeni paylaşım butonuna tıkladıktan sonra Twitter’ı seçmemiz yeterli.

Karşımıza gelen ekranda eğer birden fazla Twitter hesabımız varsa hangi hesaptan tweet’lemek istediğimizi de seçebiliyoruz.

iOS’ten sonra Twitter’ı Mac’te de görmek güzel. Ancak varolan Twitter uygulaması yerine farklı Twitter uygulamalarını da tercih edebilmeyi isterdim açıkçası.

Bir güzel nokta da gelen Tweet’lerin Bildirim Merkezi’nde de görünmesi. Ancak Bildirim Merkezi’ni ayrıca inceleyeceğim için şimdilik bu konuya girmiyorum… 🙂

Değerlendirme

Ve uzun bir bekleyişten sonra, sonunda Mountain Lion 200’den fazla yeni özellikle birlikte hayatımıza girdi. iCloud bunların en temel ve iş yapış şeklimize değişiklikler getirenlerinden bir tanesi. Mesajlar ve Twitter ise iOS ailesinde yaklaşık 1 senedir severek kullandığımız özellikler. Bunların Mac’te de hayata geçmesiyle -daha önceki yazılarda da söylediğim gibi- Apple iOS’i Mac’e, Mac’i de iOS’e yakınlaştırmaya devam ediyor.

“Bu kimin işine yarıyor?” diye sorarsak, elbette biz kullanıcılar çok daha entegre, çok daha basit ve pratik bir şekilde işlerimizi halledebiliyoruz… 🙂

Mountain Lion’ın önemli özelliklerini kendi deneyimlerimle birlikte paylaşmaya devam edeceğim. Gözünüz Sihirli Elma’da olsun… 🙂 Böyle yazılar ile yeni özellikleri sırasıyla tanıtacağım, ancak bir sonraki yazıda “mutlaka olsun” dediğiniz özellikler varsa onlara öncelik vermeye çalışabilirim… 🙂

Henüz Mountain Lion’a geçmediyseniz, buraya tıklayarak nasıl geçiş yapacağınızı öğrenebilir ve Mountain Lion’ı kolayca yükleyebilirsiniz… 🙂