
Apple, geçtiğimiz Ekim ayında yeni M4 MacBook Pro modelini tanıttı. İlk bakışta bu model, önceki MacBook Pro’lara göre sadece teknik özelliklerin güncellendiği bir sürüm gibi görünse de, aslında mevcut Apple Silicon kullanıcıları için ciddi bir yükseltme anlamına geliyor. Özellikle daha önce 14 inçlik MacBook Pro modellerini tercih eden kullanıcılar için dikkat çekici farklar sunuyor.
M4 MacBook Pro, iyi bir seçenek haline geldi
Son bir yıl içinde MacBook Pro fiyatlandırmasında önemli değişiklikler yaşandı. Apple, önce 2023’te M3 çipli giriş seviyesi bir MacBook Pro’yu 1599 dolarlık fiyat etiketiyle sundu. Ardından M4 sürümüyle birlikte başlangıç bellek kapasitesi 16 GB’a çıkarıldı ve bazı kısıtlamalar ortadan kaldırıldı. Artık Apple’dan 512 GB depolama alanı ve 16 GB bellek sunan bir MacBook Pro’yu 1599 dolara almak mümkün. Önceden aynı özelliklerdeki cihazlar için 1999 dolar ödemek gerekiyordu.

Bu fiyatla gelen modelde Pro çip bulunmasa da, getirilen yenilikler bu eksikliği fazlasıyla telafi ediyor. Öncelikle pil ömrü ciddi anlamda iyileştirildi. Apple’ın verilerine göre, M1 Pro çipli 14 inç MacBook Pro, tek şarjla yaklaşık 11 saatlik bir web tarama süresi sunarken, M4 çipli aynı boyuttaki modelde bu süre 16 saate kadar çıkıyor. Bu da neredeyse %50’lik bir artış anlamına geliyor. Kendi kullanımında ise M4’ün pil ömrünün iki katına yakın bir iyileşme sağladığı gözlemleniyor. Bunun sebebi, M4’ün altı adet verimlilik çekirdeğine sahip olması. M1 Pro’da bu sayı sadece iki. Bu sayede arka planda çalışan uygulamalar daha az enerji tüketiyor.
Apple, 2027 yılında ürünlerini baştan aşağı yenileyecek!
Ekran parlaklığı tarafında da önemli gelişmeler söz konusu. 14 ve 16 inçlik tüm MacBook Pro modellerinde miniLED ekran bulunmasına rağmen, önceki modellerde standart parlaklık seviyesi 500 nit ile sınırlıydı. M3 ile bu seviye 600 nite çıkarıldı. M4 modelinde ise artık 1000 nitlik bir parlaklık sunuluyor. Bu fark özellikle açık havada ekranı rahatça görmek isteyen kullanıcılar için büyük bir avantaj sağlıyor. Elbette Vivid gibi üçüncü parti yazılımlar sayesinde eski modellerde de HDR parlaklık seviyelerine ulaşmak mümkün olsa da, artık bu parlaklık doğrudan sistem tarafından destekleniyor.
Kamerada da yenilikler var. 2021 yılında MacBook Pro modellerine 1080p kameralar gelmişti ancak görüntü kalitesi hala ortalama seviyedeydi. M4 ile birlikte, Apple ilk kez bu modellere iPad ve Studio Display’de gördüğümüz 12 MP Center Stage kamerasını ekledi. Bu kamera, ultra geniş açıya sahip ve kullanıcı hareket ettiğinde otomatik olarak kadrajı takip edebiliyor. Aynı zamanda Desk View özelliğiyle masa görünümü gibi işlevler de sunuyor. Bu da FaceTime gibi uygulamalarda kullanım deneyimini ileriye taşıyor.
Performans noktasında, M1 Pro’dan M4’e geçiş bazı kullanıcılar için soru işareti yaratabilir. Özellikle GPU performansına doğrudan ihtiyaç duyan profesyoneller için bu yükseltme ideal olmayabilir. Ancak genel kullanımda, üç yıl içinde yaşanan gelişmeler sayesinde M4 çipi, Pro etiketli önceki modellere yakın bir performans sunuyor. Geekbench 6 test sonuçlarına göre, M1 Pro tek çekirdekte 2386, çok çekirdekte ise 12344 puan alıyor. M4 ise tek çekirdekte 3750, çok çekirdekte 14704 puana ulaşıyor. Bu da tek çekirdek performansında %57, çok çekirdek performansında ise %19’luk bir artış anlamına geliyor. Ayrıca M4’ün yapay zeka işlemleri için kullandığı nöral motoru da önemli ölçüde daha güçlü. Bu, Apple’ın giderek daha fazla önem verdiği yapay zeka uygulamaları açısından büyük bir avantaj oluşturuyor.
Ayrıca M4 çipli MacBook Pro’nun çalışırken daha serin kalması ve fanların daha nadir devreye girmesi gibi günlük kullanım konforunu artıran farklar da mevcut. Tüm bu gelişmeler bir araya geldiğinde, M4 MacBook Pro’nun sadece teknik özellik değil, kullanım deneyimi açısından da dikkat çekici bir yükseltme sunduğu açıkça görülüyor.